bugün
- uzağı göremeyen insan15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- bir şarkı sözü der ki11
- anın görüntüsü22
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- evlilik19
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- kekeme olan biri doktor olurmu9
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
entry'ler (114)
ahmet kaya - yüreğim kanıyor
"olmasaydı sonumuz böyle"
"olmasaydı sonumuz böyle"
hiçbir zaman ölümü bu kadar ciddi bir şekilde kabullenmemiştim. yani herkes gibi benim de ölüme dair düşüncelerim oldu elbette ama daha çok istediğine ulaşamamış bir çocuğun ağlamaları gibiydi. fakat bu sefer... bu sefer farklı. kriz veya gel git durumlarındaki gibi değil, doğrudan, sakin bir şekilde ölümü kabullenmiş durumdayım. farklı dememin sebebi de sakin olarak düşündüğüm şeylerin doğru ve gerçekten istediğim şeyler olması. intihar değil bahsettiğim. intihar etme gibi bir durumum yok çok şükür. inançlı bir insanım. ancak hayattan istediklerimin bittiğini gözümle görüyorum. böyle hissetmeme sebep olacak çok çok büyük şeyler yaşamadım ama yaşadıklarım da bana bunları hissettirecek kadar büyük geldi. çünkü en zayıf noktalarımdan en zor zamanlarımda vuruldum hep. işin detayına inince suçlusu da ben oldum onu da biliyorum.
mahlasımı seçerken ne kadar doğru bir tercih yaptığımı anlıyorum. geçmişte kaldım ben. beden yaşlanıyor ama bir nefes alışverişinden ibaret. 3-4 gündür ölümü bekleyen bir halim var. bu halimin devam etmesini de istiyorum açıkçası. ölümümün yakın olduğuna dair işaretler gördüm. işaretler sadece ama bu işaretler karşıma çıkınca son derece razı bir şekilde ölümü istemiş olmak şaşırttı beni. telaşsız, korkusuz... "şöyle olsa ölsek nasıl olur hehe" diyen iş arkadaşıma istemsizce iç geçirip "keşke" dedim ve sonra durup neden böyle dediğimi düşündüm. bunu yaşayınca anladım ki yıpranmışım ben. sorunları gözünde büyütme değil, gerçekten varmış meğer. yaşadıklarım o kadar koparmış ki beni hayattan, geleceğe dair hayalim bile kalmamış. ümidi olmayan insanın ölüden farkı da yok zaten. insanlarla da konuşmayı kestim bir süredir. baktım ki kimse kimsenin sorunlarıyla ilgilenmek, duymak istemiyor ve hak da veriyorum zaten. ben de çok farklı değilim. eskiden beri de topluma çok yakın değildim gerçi.
velhasıl-ı kelam, ölüm eskisi kadar uzak ve korkutucu değil. intihar etmeyeceğim belki ama ölümün gelip beni almasına da itiraz etmeyeceğim. hayallerimi gerçekleştiremedim ve alternatif olarak düşündüğüm diğer hayalimi de 2 sene önce farkında olmadan kaybetmişim. zaten beni bitiren de 1 sene önce bunu öğrenmek oldu. 1 seneden fazladır devam eden sıkıntımın çözümü olarak işsizlik diye düşünüyordum. birkaç aydır güzel bir işte ve kendi mesleğimde çalışıyorum ancak o bile keyif vermiyor. kendimi bildim bileli bende olan özgüven eksikliğini bitirir diye bekledim en azından ama anladım ki onun da iş ile sahip oldukların ile bir alakası yokmuş. her şeyin sebebi karakterim ve o karakter de beni buraya kadar getirebildi ancak. uzun yıllar da yaşasam sonuç aynı olacak biliyorum. uzattım biliyorum ama uzun zamandır kimseye içini açmadım ben de buraya yazıyorum anonim olarak. hayattaki ve daha sonra gireceğim muhtemel tanımların son sözü olmayacak belki ama en azından bu satırların son sözü olsun bu.
"güle güle dünya. tanıştığımıza hiç memnun olmadım."
mahlasımı seçerken ne kadar doğru bir tercih yaptığımı anlıyorum. geçmişte kaldım ben. beden yaşlanıyor ama bir nefes alışverişinden ibaret. 3-4 gündür ölümü bekleyen bir halim var. bu halimin devam etmesini de istiyorum açıkçası. ölümümün yakın olduğuna dair işaretler gördüm. işaretler sadece ama bu işaretler karşıma çıkınca son derece razı bir şekilde ölümü istemiş olmak şaşırttı beni. telaşsız, korkusuz... "şöyle olsa ölsek nasıl olur hehe" diyen iş arkadaşıma istemsizce iç geçirip "keşke" dedim ve sonra durup neden böyle dediğimi düşündüm. bunu yaşayınca anladım ki yıpranmışım ben. sorunları gözünde büyütme değil, gerçekten varmış meğer. yaşadıklarım o kadar koparmış ki beni hayattan, geleceğe dair hayalim bile kalmamış. ümidi olmayan insanın ölüden farkı da yok zaten. insanlarla da konuşmayı kestim bir süredir. baktım ki kimse kimsenin sorunlarıyla ilgilenmek, duymak istemiyor ve hak da veriyorum zaten. ben de çok farklı değilim. eskiden beri de topluma çok yakın değildim gerçi.
velhasıl-ı kelam, ölüm eskisi kadar uzak ve korkutucu değil. intihar etmeyeceğim belki ama ölümün gelip beni almasına da itiraz etmeyeceğim. hayallerimi gerçekleştiremedim ve alternatif olarak düşündüğüm diğer hayalimi de 2 sene önce farkında olmadan kaybetmişim. zaten beni bitiren de 1 sene önce bunu öğrenmek oldu. 1 seneden fazladır devam eden sıkıntımın çözümü olarak işsizlik diye düşünüyordum. birkaç aydır güzel bir işte ve kendi mesleğimde çalışıyorum ancak o bile keyif vermiyor. kendimi bildim bileli bende olan özgüven eksikliğini bitirir diye bekledim en azından ama anladım ki onun da iş ile sahip oldukların ile bir alakası yokmuş. her şeyin sebebi karakterim ve o karakter de beni buraya kadar getirebildi ancak. uzun yıllar da yaşasam sonuç aynı olacak biliyorum. uzattım biliyorum ama uzun zamandır kimseye içini açmadım ben de buraya yazıyorum anonim olarak. hayattaki ve daha sonra gireceğim muhtemel tanımların son sözü olmayacak belki ama en azından bu satırların son sözü olsun bu.
"güle güle dünya. tanıştığımıza hiç memnun olmadım."
yıllar oldu. 2 ay bile sürmedi konuşmamız. hiçbir şey yaşadık sayılmaz. bırakıp gittikten birkaç ay sonra da beni unutmuşsundur muhtemelen. şu an imkan olsa gelip kendimi tanıtsam, tanımazsın bile. en fazla diyeceğin "ha doğru ya, öyle biri vardı değil mi" olacaktır. bunu da biliyorum. gerçekte yıllar oldu ama içimde sanki dün olmuş gibi. yüz yüze bile görüşmedik halbuki.
fakat tüm bunlara rağmen neden ben hala unutamadım? neden her bir hayalimde, her baktığım yerde, her gördüğüm şeyi sana bağlayıp hatırlayabiliyorum? nasıl oluyor ki sen evlenmiş olmana rağmen ben hala seni unutmayı ve atlatmayı beceremedim? bu kadar az şey yaşadık evet ama ben neden bu kadar bağlandım sana? evlenmeyi çok istediğim halde başkalarıyla evlenmekten vazgeçecek kadar bağlanmak hem de. ne senden önce ne de sonra hiç kimse olmadığından belki bilmiyorum. evlendikten sonra senin aklıma gelmenden korkuyorum. çok denedim seni unutmayı ama her zaman aklımın bir kenarından çıkıyorsun karşıma.
nedenini bilmiyorum. yanlış kişiye bağlandım, yanlış kişiye sadık kaldım ve yanlış hareketlerde bulunuyorum ve bundan da kurtulamıyorum. ben bunları yaşarken sen beni hatırlamıyorsundur bile.
hayat ne garip.
fakat tüm bunlara rağmen neden ben hala unutamadım? neden her bir hayalimde, her baktığım yerde, her gördüğüm şeyi sana bağlayıp hatırlayabiliyorum? nasıl oluyor ki sen evlenmiş olmana rağmen ben hala seni unutmayı ve atlatmayı beceremedim? bu kadar az şey yaşadık evet ama ben neden bu kadar bağlandım sana? evlenmeyi çok istediğim halde başkalarıyla evlenmekten vazgeçecek kadar bağlanmak hem de. ne senden önce ne de sonra hiç kimse olmadığından belki bilmiyorum. evlendikten sonra senin aklıma gelmenden korkuyorum. çok denedim seni unutmayı ama her zaman aklımın bir kenarından çıkıyorsun karşıma.
nedenini bilmiyorum. yanlış kişiye bağlandım, yanlış kişiye sadık kaldım ve yanlış hareketlerde bulunuyorum ve bundan da kurtulamıyorum. ben bunları yaşarken sen beni hatırlamıyorsundur bile.
hayat ne garip.
kaybettirdiklerinin yanında dağdaki çakıl taşının zerresi gibi kalıyor. sözlük yüzünden başıma gelmeyen kalmadı.
burada da görünen durumdur. fakat bunu açıktan söylemek yerine ilkokulda sevdikleri kişiye gıcıklık yaptıkları gibi evlenmemek için sebepler, erkeklerin x olması, erkeklerde olması gereken şeyler, erkek şöyle erkek böyle başlıklarına yazıp duruyorlar. ha evlenmek istemek ve bunun için koca aramak yanlış değil. hatta niyet ciddi olduğu için takdir edilir ama mecra yanlış. buradakiler evlenilecek değil eğlenilecek kız arıyorlar. sağlam rol kesip kandırırlar. bilginize.
müthiş bir özellik. nerede cinsel veya salakça bir şey yazan oluyor, pat engelliyorum, kafam rahat. çoğu başlığı da boş görüyorum bu sayede. ergen kafalılarla uğraşmaya ne gerek var?
caiz değildir. seviyorsanız gidin evlenin bence.
en ufak şeyler bile üstüme yük oluyor. ayrıca gelen vuruyor, giden yapıştırıyor, bu ne lan? niye aklım başıma gelmiyor? başlicam en sonunda ha!
şu hayatı çekilebilir kılan en güzel şeylerden biridir. sizi, düşündüklerinizi ve hissettiklerinizi bilir, onlarla konuşmak terapi etkisi yapar. sayısı çoğalır inşallah.
zeki birisin, sen x sin, y biliyorsun.
x ve y kısımları bende kalsın da ilki teselli amaçlı söylenmiş olabilir*
x ve y kısımları bende kalsın da ilki teselli amaçlı söylenmiş olabilir*
bu konulardan uzak dururum hep ama efendi olmak ve kızlarla sevişip bir kenara atmak? islam'a göre zina olması bir yana, bu zaten efendiliğe zıttır. kaldı ki efendi insan bunun çabası içinde bile olmaz. böyle "efendilik" olsa olsa eline fırsat geçmemiş karaktersizlik anlayışıdır. en azından adamlık kategorisine girmez. efendi insan kendini eşine saklar.
islam'ın kaidelerinden hiç bahsetmiyorum bile.
islam'ın kaidelerinden hiç bahsetmiyorum bile.
olmayan çabadır. sadece kadınlar için değil, tüm insanlar için geçerlidir. var mı böyle biriyle uğraşmak isteyen? en fazla 1-2 şey söyledikten sonra arkasına bile bakmadan dönüp kaçıyor insanlar. bunu görünce daha da kötü oluyor kişi. böyle yapacak olan yapmasın daha iyi.
neyi elime aldıysam elimde kaldı. başarı olarak sayılabilecek ufak tefek şeyler de başkasının eliyle gelmiş gibi hep. bir bina hayalim vardı. yapmaya da başlamıştım. 2. kata geldim ki tam üstüme çöktü. beni de çökertti ve yaraladı. hayat beklemeyi kabul etmiyor. şimdi 2. kattan başlayarak yapmak zorundayım. öncekini zaten zor bir şekilde ve sağlam iken yapamadığım halde şimdi hem temelsiz hem daha zor ve hem de elim ayağım kırık vaziyette yapmak zorundayım. daha başlamadım ama binayı bitirmiş kadar yorgunum.
zor, hayat zor.
zor, hayat zor.
yendim sanıyordum seni. atlattım diye düşünüyordum. oysa sadece saklanmış ve gizlenmişsin. tekrar üstüme atlamak için fırsat kolluyormuşsun. sen kazandın yine. hem de bu sefer daha kalıcı görünüyorsun. ne diyeyim, tebrik ediyorum. gel yerime otur.
olmadı, olmuyor, yapamıyorum. hiçbir şeyi yoluna koyamıyorum. çok zor ve ağır geliyor her şey. birkaç ay önce hayatımın en büyük şoklarından birini yaşadım. dengem bozuldu ve hala toparlanamadım. enerjim kaybolmuş ve özgüvenim çökmüş durumda. rüzgarda sallanan yaprak gibiyim. yıllar öncesindeyim sanki. ne yapmam gerektiğini biliyorum ama çok ağır geliyor. işe yaramazlığım yüzünden oldu ve oluyor her şey. ah be ah...
yaptıkları ile söyledikleri birbirini tutmayan kişiler için söylenen söz. bakıyorum sözlükte birileri islam'ı savunuyor ama diğer aynı kişiler tanımlarında da sapıkça şeyler yazmış. troll olduklarını düşünmemek elde değil. bunların yaptığı savunmak değil zarar vermek.
bende pek işe yaramayan eylemdir. en radikal kararlar birkaç gün sürüyor sadece.
hayatı kendisine de etrafındakilere de dar eden insanların özelliği. bu niye böyle, şu niye şöyle değil, bunu niye böyle yapmadın, o öyle olmaz en çok kullandıkları cümlelerdir. ufacık detayları kocamanmış gibi görürler ve öyle görmeyen kişileri de sorumsuzluk ve gevşeklikle suçlarlar. gına geliyor bazen.
twitter ve facebook kullanmayan insandır aynı zamanda. sahte kişilikler, yapmacık tavırlar, yalancı duyar kasmalar görmek istemiyordur. bakıyorsun sanki millet bir gün paris'te, öteki gün londra'da, ara sıra new york'ta takılıyor.